Travmatik olaylar nadir değil olağandışıdır çünkü insanların bağ kurma ve anlam duygusu veren hayata dair olağan adaptasyonlarını alt üst eder. Travmatik olay örneklerini: Doğal afetler, kazalar, aile içi şiddete tanık olma, aile içi/dışı fiziksel ya da cinsel tacize maruz kalma, tecavüz, işkence, savaş, terör, vb. olarak sıralayabiliriz. Bunların tümü insanlarda çaresizlik ve terör uyandırma gücüne sahip olurken psikolojik olarak yoğun korku, çaresizlik, kontrol kaybı hislerini de kişide canlandırır. Travmada deprem gibi objektif ve dışsal bir tehlike söz konusudur.
Psikanalitik kuram, dışardaki gerçeklikte yaşanan bir tehlikenin kişinin iç-gerçekliğinde yaşadığı bir çatışmaya sebep olduğunu söyler. Dışarda kendimizi dış dünyada karşılaştığımız durumlara karşı savunduğumuz ego fonksiyonlarımız; diğer bir deyişle savunma mekanizmalarımız, da etkilenir ve sonunda zihnimiz işlevselliğini kaybeder. Daha açık bir söylemle; ego kendi kendini korumak için kullandığı zihinsel savunma mekanizmalarını kullanamaz, çok kırılgan ve savunmasız bir haldedir. Örneğin bir doğal afet olan deprem anında zihin kendini ve bütün fonksiyonlarını kapatır. Kişi o travma anında hiçbir şey algılayamıyor, dile getiremiyor, sembolize edemiyor, savunamıyor ve bütün motor hareketleri duruyor haldedir. Travmada beden-zihin arasındaki bağlantılar kopar. Bedende dışarıdan maruz kalınan o kadar yoğun terörize edici veya yıkıcı bir uyarıcı vardır ki zihinde bu bir temsil kazanamaz ve sonrasında kopukluklar oluşur. Kişinin bedeninde yaşanılanlar zihinden kopuk haldedir. Bunların sonunda da yoğun bir çaresizlik ve savunmasız hal ortaya çıkar.
Travmatik Olay Sonrası Kişi Ne Yaşar?
Her şeyi paramparça şekilde kısa geriye dönüşler şeklinde kopuk kopuk hatıralar şeklinde anımsar ve yaşananları anlamlı bir bütün halinde ham hislerle birleştiremez. Kendi kendinden yabancılaşmış bir nesne gibi hisseder travmaya uğramış insan. Kimseye güvenemez, sürekli dışarıdan bir tehdit geleceğine dair kaygı duyduklarından dolayı bütün ilişkilere ve kişilere korkuyla yaklaşır. Başkasıyla ilişkilenmekte ve ilişki kurmakta zorlanır, karşısındaki insanla ilişkilenmek için ne kendisine ne karşı tarafa alan açamaz. İçerisinde travmatik bir boşluk vardır. Kendini yakınlık deneyimine, güvende hissedebilmek için kapatmıştır. Karşınızda sanki bir duvar vardır. Fakat diğer bir yandan dayanılmaz derecede yaralarını onarmak için başkalarına da ihtiyaç duyar ve bağımlı ilişkiler geliştirebilir. Geçmişle ilişkisi kopan travmatize kişinin bir o kadar geleceğe inancı da kopar. Temel insan ilişkilerinde sorunlar yaşamaya başlar; ailesinde, arkadaşlık ilişkilerinde, toplumsal düzende güven bağları kırılır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Olabilir Mi?
Travma sonrası stres bozukluğu da travmatik olay sonrasında ayrıca değerlendirilmesi gerekli hususlardandır. Bu kişilerin gösterdiği semptomlar genel olarak şu şekildedir: Aşırı Uyarılma; travmatik bir deneyimden sonra sürekli tehlikenin her an geri dönebileceğine dair bir beklenti, Müdahale; tehlike hissi geçtikten sonra travmaya uğramış kişi olayı şimdi ki zamanda tekrar tekrar yeniden yaşar ve zihinsel kesintiler oluşur, sanki o insan için zaman travma anında durmuş gibidir. Büzülme; insan tamamen çaresiz ve güçsüz hissettiğinde artık kendisini bırakma tepkisi gösterir. Kendini savunma sistemi çöküntüye uğrar ve direnmeyi bırakır.
Travmadan Sonra İyileşme Mümkün Mü?
Hayatta kendini güvende hissetme yani temel güven duygusu (basic trust) travmatize kişide paramparça olmuştur. Kendine ve diğer kişilere karşı yabancılaşma ve kopma duygusu ile hayattan küsmüş haldedir. Kendilik duygusu parçalandığından dolayı kişi yaralanabilir bir haldedir. Çevresindeki insanların tutumları bu noktada oldukça önemlidir. Destekleyici ve olumlu bir tavır iyileştirici bir sağaltım etkisi yapabildiği gibi negatif bir tavırda tam aksine mağdurların korku, utanma, damgalanma, güvensizlik ve yalnızlık duygularını alevlendirebilir. Güvenlik ve koruma duygularının inşa edilmesi yine başka insanlarla bağlantı içerisinde yeniden mümkündür bu yüzden sadece karşısında anlayışlı ve hoşgörülü bir insanın varlığına ihtiyaç duyar. Travmatik deneyimin başkalarıyla paylaşılması, anlamlı bir dünya duygusunun onarılması için oldukça mühimdir. Bu süreçte travmatize kişilerin yalnızca en yakınında olanlardan değil, en geniş toplumdan ve psikolojik destek birimlerinden yardım alması ile iyileşme yolculuğu mümkündür.
Alıntılar
Rosenbaum, B., Varvin, S. (2007). The influence of extreme traumatization on body, mind, and social relations. Int. J. Psycho-Anal., 88:1527-1542.
Van Der Kolk (2006) Chapter 10 (Body Keeps Score) in Traumatic Stress: The Effects of Overwhelming Experience on Mind, Body, and Society
Judith Herman (2015). Trauma and Recovery.