analitik-surec-icinde-terapistin-analistin-hamileligi

Analitik bir çalışmada danışan, olağan koşullarda terapistin/analistin özel hayatıyla ilgili bilgilere sahip olmaz. Bazı durumlarda terapist, çalışmanın ve danışanın faydasına olacağını düşünüyorsa kendine dair özel bir bilgiyi rahat hissettiği ölçüde danışanla paylaşabilir. Bunun dışında danışan, terapistin seans odası dışındaki hayatıyla ilgili düşlemlerinde ve bunları seansa getirmekte özgürdür. Danışanın terapist hakkındaki fantezileri terapi için önemli malzemeler oluşturur, ikili seanslarda bunlar üstüne birlikte çalışabilir. Danışanın terapistin sosyal hayatı, cinsel yönelimi, romantik ilişkileri gibi çeşitli konularda dış gerçeklikten bağımsız tahayyülleri olabilir. Ancak terapistin dış gerçekliğinin terapi çalışmasını görmezden gelinemez biçimde etkileyeceği, belki sekteye uğratacağı bazı durumlarda terapistin kendine dair bir bilgiyi danışanlarına açması gerekebilir. Taşınmak, hastalıklar, kayıplar gibi önemli hayat olaylarına ek olarak terapistin hamileliği de terapi süreçlerini etkileyecek gözle görünür bir dış gerçeklik olacaktır ve haliyle seans içinde konuşulmayı ve sürecin faydalı ilerleyebilmesi adına ardından gelen tepkilerin çalışılmasını gerektirir.

Terapistin hamileliğiyle birlikte artık odada üçüncü bir kişi, bir bebek vardır. Terapistinin kişisel hayatına dair neredeyse hiçbir bilgiye sahip olmayan ve terapiste dair çeşitli varsayımları olan danışan, bir anda onunla ilgili reddedemeyeceği, kontrolü dışında kalan bir gerçeklikle karşılaşır. Bu, öncesinde terapistle ilgili özgürce kurduğu düşlemlerden çok farklı ve beklenmedik olabilir. Bu yeni bilgi danışanın zihninde terapiste dair farklı soruları da uyandırabilir; örneğin danışan terapistin evli olup olmadığını sorgulayabilir, yani seans odasında bir üçüncü olarak bulunan bebeğin babasını merak edebilir.

Haberin Zamanlaması

Literatürde danışana bu bilginin ne zaman ve nasıl verildiğinin kritik olduğu ve vakanın olumlu ilerleyip ilerlemeyeceğini etkilediği belirtiliyor (Uyehara et al., 1995). Bazı durumlarda terapist/analist danışanın bu durumu kendi fark etmesini bekleyebiliyor. Bilinç dışında terapistin/analistin hamileliğini fark etmeye başlayan danışan bu farkındalığı çağrışımlarında, rüyalarında veya bir soru olarak seanslara getirebiliyor. Hamileliğin fiziksel olarak belirgin hale geldiği aylarda danışanın bunu görmezden gelmeye devam etmesi durumunda ise terapist bu bilgiyi kendi veriyor, ancak danışanın bu inkarı terapide çalışılacak önemli bir malzeme haline geliyor.

Haberin zamanlaması danışanın patolojisi veya ne kadar süredir terapide olduğu gibi çeşitli faktörlere de bağlı (Uyehara et al., 1995). Hamilelik haberinin çok erken veya çok geç verilmemesi, hamilelik sırasında yaşanabilecek öngörülemez durumlar göz önünde bulundurulduğunda-düşük veya erken doğum gibi- önemli. Terapistin hamileliği ve sürece ara verilmesiyle ilgili çalışmak için doğum öncesinde yeterince zaman olmalı. Danışanın terapistin/analistin hamileliğine yüklediği anlamları ve bununla ilgili duygularını ayrıca araştırabilmek adına doğum izni sebebiyle terapi sürecine verilecek birkaç aylık aranın farklı bir seansta danışana aktarılabileceği belirtiliyor (Uyehara et al., 1995).

Aktarım ve Karşı Aktarım Tepkileri

Danışanlar, kendi erken dönem meselelerine bağlı olarak terapistin/analistin hamileliğine çeşitli aktarım tepkileri verebilir. Terapistin/analistin hamileliği danışanlarda yoğun tepkiler uyandırabilir, bazı durumlarda terapinin erken sonlandırılmasına sebep olabilir (Uyehara et al., 1995). Sağlam bir terapötik ilişkinin kurulmuş olması da burada önem taşıyor.

Hamilelik ve danışanların hamileliğe tepkileri, terapistte/analistte güçlü karşı aktarım tepkileri oluşturabilir. Terapist/analist de hamileliği sebebiyle süreci sekteye uğratacağı için suçluluk hissedebilir, danışanların bu yöndeki suçlamalarının haklı olduğunu hissedebilir. Öte yandan terapistin/analistin kendi hamileliği ve bebeğiyle olan meşguliyeti, danışanla olan empatik uyumunu ve yorumlarını olumsuz etkileyebilir (Uyehara et al., 1995).

Terapistin hamileliği, terapistin kişisel hayatında gerçekleşen bir olayın terapi sürecini etkilemesine sebep olur. Üstelik danışan, hamileliğin terapistin dikkatini fazlasıyla meşgul edecek bir olay olduğunun farkındadır ve terk edilme kaygıları yaşayabilir (Uyehara et al., 1995).

Özetle terapistin/analistin hamileliği analitik sürecin olağan işleyişinden farklı olarak terapistin dış gerçekliğinin, özel hayatının seans odasına girdiği ve hatta süreci sekteye uğrattığı bir meseledir. Bu durum hem danışanda hem de terapistte/analistte yoğun tepkiler uyandırabilir. Terapi/analiz süreci olumlu veya olumsuz etkilenebilir, ancak hamilelikle ilgili meseleler seanslarda çalışılabildiği takdirde bu durum çalışma için bir fırsata da dönüşebilir. Terapistin her terapi sürecinde olduğu gibi kendi duygularını, karşı aktarım tepkilerini gözlemleyip bunları kontrol altında tutmaya çabalaması, gerekli süpervizyon ve terapi desteğini alması onun için böylesine yoğun anlamlar taşıyan, fiziksel ve ruhsal olarak büyük değişiklikler barındıran bir süreçte belki çok daha kritik önem taşıyor.

Yazan: Klinik Psikolog İpek Aksoy

Yararlanılan Kaynaklar

Goldberger, M., Gillman, R., Levinson, N., Notman, M., Seelig, B. and Shaw, R., 2003. On Supervising the Pregnant Psychoanalytic Candidate. The Psychoanalytic Quarterly, 72(2), pp.439-463.

Mariotti, P., 1993. The Analyst’s Pregnancy: The Patient, The Analyst, and the Space of the Unknown. Int. J. Psycho-Anal, 74. pp. 151-164.

Uyehara, L., Austrian, S., Upton, L., Warner, R. and Williamson, R., 1995. Telling About the Analyst’s Pregnancy. Journal of the American Psychoanalytic Association, 43(1), pp.113-135.

WhatsApp'tan Yaz!
Merhaba 👋

Size nasıl yardımcı olabiliriz?