Her terapi yaklaşımında olan sessizlik özellikle analitik terapilerde oldukça anlamlı olarak görülebilecek araçlardan bir tanesidir. Terapi sürecinde kelimelerle anlatılanlar gibi sessizlik de kabul edilmektedir. Danışanın ruhsal gelişimi sessizlikle birlikte terapist ve danışanın bilinçdışı süreçlerinde gerçekleşen bir iletişim yoluyla olmaktadır (Olinick, 1982).
Terapistin Sessizliği
Terapistin seansın başında sessiz kalarak danışana alan açması sessizliğin terapide ilk kullanıldığı yerlerden biridir. Danışan neyi getirmek isterse bu sessizliği onunla sonlandıracaktır. Seans içinde bazen anlatılan meselenin içinde bazen de getirilecek başka bir malzemeye geçişte sessizlikler olabilmektedir.
Bir Malzeme Olarak Sessizlik
Nerede, ne zaman ve ne kadar sessiz kalındığı ya da kalınamadığı, bu sessizliğin ne için kullanıldığı ve neye hizmet ettiği üzerinden danışanın getirdiği malzemeyle ilgili önemli bilgiler elde edilebilmektedir. Özellikle danışanlar tarafından genelde bu sessizliklerde durma konusunda zorluk yaşanmasına rağmen süreç içinde bu sessizliklerle daha fazla kalabilmeye başlandığı da görülmektedir. Danışanların sessizlikte ne kadar kalabildiği ya da kalamadığı yalnız kalabilme kapasiteleriyle de ilgili bilgi verebilmektedir. Bazen de sessizlikte danışanlar terapistin onlardan bir şey anlatmasını beklediklerine dair bir kaygı yaşayabilmektedir. Bir yanıyla da terapistin sessizliği danışanlara iç dünyalarına bir dönüş ve çağrışımlarını getirmeleri için bir alan açmaktadır.
İlişkide Sessizlik
Başlarda bu sessizliğe dair negatif yorumlar ya da sessizliği yok etmek için sıkça konuşma görülebilecek eylemlerdendir. Danışanlar tarafından sessizlikle ilgili terapistin çok sustuğu, hiçbir şey söylemediği, mesafeli davrandığı şeklinde yorumlar gelebilmektedir. Sessizlik iyi bir şekilde tutulduğunda ve yorumlandığında terapi sürecinde iyi bir yol kat etmeyi sağlayabilmektedir ve danışanın ruhsal dünyasıyla ilgili önemli bilgiler verebilmektedir. Danışanın sessizlikte kalamadığı seanslarda terapist tarafından gelecek yorumlardan endişelendiği için yoğun ve terapistin araya giremeyeceği şekilde bir anlatış biçimi görülebilmektedir. Bu da aslında danışanın getirdiği konuyla ilgili önemli bir bilgi verebilmektedir.
Psikanalitik Açıdan Sessizlik
Sessizlik, direnç ya da erken dönemlerde yaşanan süreçlerin günümüzde tekrarlanması şeklinde yorumlanabilmektedir (Freud, 1912). Geçmişteki bir olayın ya da nesnenin bilinçdışı tekrarı, terapist tarafından gelen yorumun doğru yerde yapılmayışı, bilinçdışı çatışmaya dair bir ipucu olabilir Calogoras (1967). Buna ek olarak, sessizlik erken dönemlere gerileme olarak da değerlendirilebilmektedir (Kelly, 1955). Bazen danışanın düşünmek için kendisine açtığı bir alan olabilirken bazen de direnç olabilmektedir. Sessizlik psikanalitik psikoterapide üç şekilde görülebilir: savunma olarak, bağlantı olarak ve geri çekilme olarak sessizlik (Acheson & Avdi, 2020). Bu sebeple sessizliğin anlamının terapist tarafından anlamlandırılması süreç için oldukça önemlidir. Kelimeler arasında ne olduğu kadar sessizlikte ne olduğu ve sessizliğin çalışmaya nasıl dahil edileceğinin terapist tarafından bulunması da oldukça önem arz etmektedir (Acheson & Avdi, 2020).
Sözcükler bittiği noktada bilinçdışı süreçler aktive olur. Danışan sessizlikle birlikte bilinçdışı çatışmasını ifade yolu bulabilir. Kapsanan, işlenen ve çalışılan sessizlik bilinçdışı süreçlerin çalışmasına ve danışanın ruhsal gelişimine alan açar. Sessizliğin analitik sürecin önemli ve olağan bir parçası olduğu unutulmamalı ve yeri geldiğinde danışan için anlamı dikkatli bir şekilde ele alınmalıdır.
Yazan: Klinik Psikolog Ecem Çıkmaz
Referanslar
- Acheson R. & Avdi E. (2020). Exploring Silence in Psychoanalytic Theory and Clinical Work. British Journal of Psychotherapy.
- Calogeras, R.C. (1967). Silence as a Technical Parameter in Psychoanalysis. International Journal of Psychoanalysis, 48:536-558.
- Freud, S. (1912). The dynamics of the transference. S.E. 12.
- Kelly, G. (1955). Personal construct psychology. New York: Norton.
- Olinick, S. L. (1982). Meanings beyond words: Psychoanalytic perceptions of silence and communication, happiness, sexual love and death. International Review of Psycho-Analysis, 9:461-472.