İstanbul, Şişli – Gayrettepe

Antalya

Aktarım, Karşı Aktarım ve Terapistin Konumu

İçindekiler

Aktarım nasıl terapinin/analizin mihenk taşıysa ve hastanın nesne ilişkilerini yok sayılmamış, terapisti tarafından fark edilmiş, süreç içerisinde çalışılarak anlamlandırılmış ve  yeniden inşa edilmiş kılıyorsa, karşı aktarım da öyledir. Psikanalizin keşfi ve ilk süreçlerinde hastanın terapiste aktarımı, çalışmayı ketleyen bir kavram olarak ve bir direnç olarak düşünülmüştür, fakat Freud ilerleyen analiz süreçleri ve çalışmalarıyla, aktarımın  da çerçevenin bir parçası olduğunu ve bilinçdışının bir direnci değil terapi ile uzlaşması olarak literatürde yer değiştirmiştir. Hastanın aktarımı demek terapisti ile terapötik ittifak kurulabilmiş, ruhsallığında psikoterapiye bir yer açabilmiş ve terapistini bulduğu konum ona güven sağlamış demektir.

Aktarım ile Tekrarlanan Nesne İlişkileri

Aktarım bu bağlamda bir direnç değil, bilinçdışının  psikoterapiye bir el uzatmasıdır. Aktarım ile hasta deneyimlemiş olduğu ve semptomlaşan nesne ilişkisini yeniden  tekrarlar, fakat bu kez  çalışılarak çatışmasız kurar veya kuramadığında bu kayıp nesnenin/bağın yasını tutar. McWilliams(2011), ‘‘Danışanın, sorun yaşamış olduğu ebeveyne dair içsel bir imgeyi, onu analistinde  görerek ve ona meydan okuyarak kendi içinden çıkarması çok büyüktür. Bir insanı fiilen orda bulmadan veya o kişinin temsili bir imge orada olmadan yok edilmesi imkansızdır‘‘ demiştir.

Terapistin Çalışmada Etkin İşleyen Ruhsal Süreci, Karşı Aktarım

Terapi dinamik bir süreçtir, tıpkı danışanın olduğu gibi terapistin de bir ruhsallığı vardır. Süreç boyunca o da kendi ruhsallığı ve dirençleri ile var olur. Bazı hastalara daha çok duygusal yatırım yapmayı arzu edebilir, bazı hastalara öfkelenebilir veya tetiklenen iç çatışması yüzünden  ötekini yeterince iyi dinleyemeyebilir. Bunların oluşu bir terapisti  ‘‘kötü terapist‘‘ yapmaz. Karşı aktarım davranışa dönüşmediği, eyleme dökülmediği sürece doğal bir süreçtir ama terapist kendini ve karşı aktarımını anlamlandıramazsa bunlar terapiye bulaşır. Kendi çatışmasını duymamış/kulak tıkamış bir terapist ötekinin çatışmasını da tıkanmış bir kulak ile dinleyecektir. Fink (2020), karşı aktarımın tanımı için Lacan’nın da tercih ettiği  sürecin herhangi bir anında, analistin önyargılarının, arzularının hatta bilgi yetersizliklerin tümüdür olarak ele alır.

Psikanalitik Terapide Terapistin İşlevi

Psikoterapist; yakın ama işgalci olmayan, onaran ama yapılandırmayan, aktarımı kabul eden ama aktarım nesnesi gibi davranmayan, kapsayan ama muhtaç bırakmayan bir yerde durur. Bu yer danışanı ihlal etmeyen bir yerdir.  Terapi sonunda kazanılmış bir ‘‘ içgörü‘‘ vardır. Seanslarda danışan anlatırken aynı zamanda kendisine temas etmenin yolunu, ruhsallığını inciten şeyleri tanımlamaya çalışmanın ve parçalarına ulaşabilmenin yollarını bulur. Bu yol öncekiler gibi yoksayan, yücelten veya minimize eden bir yol değildir. Örneğin; ‘‘Ben artık üzülmeyeceğim‘ şeklinde negatif duyguları bastırıp yıkıcı hale getirerek değil, ‘‘Beni burada üzen neydi ve bunun benim ruhsallığımdaki yeri neydi?‘‘ şeklinde soru sorma yönü ve şekli değişir. Terapistin vedası ve terapinin sonlanışı buralardadir; Temas edebilen soruları ve onları sorabilmeyi ötekinin ruhsallığına bırakabilmektedir…

Kaynakça

  1. Fink, B. (2020). Modern Zamanlarda Dişil ve Oidipus.: Uluslararası Psikanaliz Yıllığı 2020. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 72-73.
  2. McWilliams, N. (2011). Psikanalitik Tanı: Klinik Süreç İçinde Kişilik Yapısını Anlamak. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 43-44.

Yazan: Öznur Karaman

Düzenleyen: Melis Kısmet

Diğer Yazılarımız

“Taşıyamadığımız duygular sadece içimizde değil; sistemlerde, ideolojilerde ve ötekileştirdiklerimizde dolaşıyor.” “Kendimizden kaçarken birbirimize çarpıyor, sonra bu çarpışmalarla parçalara ayrılan bir topluma dönüşüyoruz.”

Psikoterapide sessizlik, yalnızca konuşmanın kesilmesi değildir. Aksine, bilinçdışının işitilebilir hale geldiği, duyguların ve düşüncelerin yüzeye çıkabildiği bir alandır. Terapist, bu sessizliği doldurmaz;

Değişen toplumsal hareketler uzunca bir süredir hepimizin içerisinde maruz kaldığımız ve kalmaya devam ettiğimiz pandemi sürecinde eğitim sistemimizi de kapsadı. Uzun yıllardır

Hukuki sistemlerden terapi odasına kadar geniş bir alanı kapsayan etik, her alan için farklı karar verme süreçlerini içerir. Peki, bu bahsedilen hayatımızın

Instagram