Psikoterapist Melis Kısmet’in online terapilerle ilgili gerçekleştirdiği ve katılımcıların sorularıyla şekillenen akışa dair faydalı noktaları sizler için derledik.
Danışan Koltuğu
Online terapiler bulunduğu yerde kendi dilinde psikoterapi desteği alma imkanı olmayan, günümüz koşullarında da pandemi gerçekliği dolayısıyla evlerimizden çıkmamaya gayret ettiğimiz bu günlerde birçok terapist ve danışan tarafından tercih edilmekte ve işlevsel şekilde kullanılmaktadır.
Çağrışımın evini kaybetme… Terapi kendine has mekanını kaybetmiş oldu. Danışan kendisine ayrılan o özel alanı kaybetti. O alanı şimdi evlerimizde yaratmaya çalışıyoruz. Danışanın kendini sansürsüz ifade edebileceği bir alan yoksa, danışan bilinçli olmasa da “bilinçdışı” anlattıklarına/anlatacaklarına sansür koyabilir. Kişinin bu alanı yaratabildiği noktada online sürece başlaması daha anlamlı olur.
Çağrışım odalarına giden koridorlar kayboldu.. Yüz yüze seanslarımıza yürürken, sürerken, giderken ve seanslarımızdan çıktıktan sonrasında gündelik rutinlere başlamadan önce bir aramız, koridorumuz vardı sanki. Aslında hepimizin hayatımızla, gerçekliğimizle seanslarımız arasındaki koridorlara ihtiyacımız var belki de. Bu sizin de fark etmediğiniz bir ihtiyacınız olabilir mi?
Online seanslar hem mekanı hem zamanı büktü. Sanki seans çerçevelerimiz de bükülmeye, esnemeye daha müsait görünür oldu gözümüze. Mekansal ve zamansal esneklik ile birlikte bazen psikoterapi çerçevesinin gerektirdiği stabiliteyi korumuyoruz, ama süreci korumak adına gün-saat ve mekanın stabil olması anlamlı. Olmuyorsa da tutamamak üstüne düşünmek psikoterapi sürecinin işlenebilir bir parçası olmalı.
Belirli bir yer, zaman olması tutan, güven veren bir şey. Odayla, mekanla, zamanla koşullanan çağrışımlar, aktarımlar var. Ama çerçevedeki aksaklıklar da işlenip anlamlandırılabilir.
Online terapiler danışanlarda direnç, soru işaretleri yaratabiliyor. “Uzaktan gerçekleşen seanslar verimli mi? Terapistimin yeri yurdu var mı, yeterince iyi bir terapist mi?” Danışan tüm dirençleriyle orada olabilir, tüm bu dirençlerle orada olabilmek çok anlamlı. Yeter ki bu düşünce seansa taşınsın, üzerine konuşulabilsin, terapinin malzemesi haline gelebilsin. Bu direnç kişiye, aktarıma, ilişkiselliğe dair pek çok ipucu içerebilir.
Terapist Koltuğu
Online çalışıyor da olsak bir adresimiz, ofisimiz, bu iş için kendimize ve süreçlerimize ayırdığımız özel bir alanımız olması daha zeminli, güvenli hissettirebiliyor.
Pandemide çerçeve ister istemez esnedi, en başta mekanın getirdiği sınırlılıklar çerçevenin dışında kaldı. Bu nedenle çerçevenin sabit tutabileceğimiz kısımlarını (ör. gün, saat, seans süresi) olabildiğince sabit tutmaya çalışmak daha da önem kazandı. Buralardaki sınır zorlamalarının patterne dönüşmemesi için anlamlandırılması çok önemli. Aynı şekilde, pandemi ile birlikte değişen pratiklerin getirdiği teknik zorluklar da çerçeveyi esnetmenin ötesinde, bu değişimin, kaybın işlenmesi için bir fırsat olarak düşünülebilir.
Online terapi, kayıplar meselesi. İşlenecek çok kayıp var. Beden dili de bunlardan biri.
Terapistin uzakta, ekranda sadece belli bir kısmının göründüğü, diğer tarafların giz kaldığı bu dinamikte danışanın nasıl aktarımları, tasarıları oluyor, terapist olarak bunlara alan açmamız gerek.
Online terapi, kayıpların işlenmesi ve telafisinde çok işlevsel bir rol oynadı. Ama insan ruhsallığı mekan, karşılaşma, ilişkiyi sürdürecek bir alan istiyor. Yüz yüze gelecek olmanın fantezisiyle sürdürüyoruz. Fiziki olanın varlığını, sanal gerçeklikten ibaret olmadığımızı görmek ihtiyacındayız önemli bir kısmımız..
Ailesi ya da arkadaşı ile yaşayıp seans için sağlıklı alan bulamayan danışanlar seansa ara vermek istediğinde ara vermeden önce ara verme talebini sağlayan başka bilinçdışı sebepler araştırılması iyi olur. Danışanın görünmeyen sebebi nedir? Arzusuzluk olabilir mi? Danışanın başka bir mekan bulmasını engelleyen bilinçdışı bir sebep olabilir mi? Bunları konuşmak önemli.
Yüz yüze çalışmalarda nasıl danışanın ofisimize gelip kapımızı çalmasını bekliyorduk, aynı şekilde çevrimiçi çalışmalarda da danışanın aramayı başlatmasını beklemeyi anlamlı buluyorum. Danışanın geç kalmasına, erken aramasına, unutmasına, belki de her hafta zamanında aramasına alan açmak gerekiyor. Danışanın çerçeveyle ilişkisinde ona hareket alanı sağlamak formülasyonumuzu çok zenginleştirebilecek bir şey.