Bakımverenlerin çocuklarını yetiştirirken belki de en çok şikayet ettikleri dönemdir ergenlik dönemi. “Hep kendi odasında oturuyor, artık eskisi gibi bizimle konuşmuyor, arkadaşlarıyla daha fazla zaman geçiriyor” ve son zamanlarda yine en çok duyduğumuz “sürekli bilgisayarın başında” şikayetleri peş peşe sıralanır ebeveynler tarafından…. Peki, ergenin tarafında neler olur?
Gelişimsel Bir Zorunluluk Olarak Ergenlik
Ergenlik dönemi bakımveren için olduğu kadar, hatta daha fazla, ergen için de zorlayıcı bir dönemdir. Her cinsiyetten çocuklarda bedensen değişimler ortaya çıkar. Bu değişimler ergenin kontrolünde olmaktan çok uzaktadır. Söz geçiremediği bu bedensel değişimler utanç ve suçluluk duygularını ortaya çıkarabilir. Ergen, bu zoraki değişimleri kontrol altına almak için kendince tedbirlere başvurur. Örneğin; kızlarda bedeni saklamak için saçların bel altına kadar uzatılması ya da erkeklerde kas yapımına dair yoğun yatırım gibi. Tabi ki, insanoğlunun gelişimi bir bütündür ve fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal ve benlik boyutlarının arasında bir ahenk vardır.
Ergenlik döneminde, ergenin temel bir görevi daha vardır; “kendi kimliğinin keşfi”. Bu keşif için ergenin, her ne kadar zor olsa da şimdiye kadar her düştüğünde yanında olan, karnı acıktığında yemeğini veren bakımvereninden uzaklaşması gerekmektedir. Bakımverenin üzerine düşen görev ise bu keşfinde birçok zorluğu olan ergene “bizden çok uzaklaştın, arkadaşlarınla daha fazla zaman geçiriyorsun” gibi sözlerle daha suçlu hissettirmekten kaçınarak ergene bu keşfinde sadece destekçi ve eşlikçi olmaktır.
Sosyal Medya… Riskli mi Yoksa Bir Avantaj Mı?
Son dönemlerde evlerin ortasındaki en büyük konulardan biri de gençlerin sosyal medya kullanımıdır. Sosyal medya uygulamalarına her gün ortalama 1 milyon yeni kullanıcı giriş yapmakta; aktif olmayan kullanıcıların sayısı giderek azalmaktadır. Türkiye’de teknoloji kullanımının riskten çok yeni olanaklar getirdiğini düşünen kullanıcılar çoğunlukta olsa da çoğu ebeveyn için sosyal medya araçları çocukları için tehlike kaynağıdır. Sosyal medya araçlarının gençler tarafından kullanımında farklı riskler ve avantajlar bulunsa da gençler arasında günde ortalama 4 saate kadar ulaşan sosyal medya kullanımının sebeplerini düşünmek bence çok daha değerlidir.
Üniversite öğrencileriyle yapılan araştırmada internet kullanımının eğlence, iletişim, mesajlaşma gibi temelde bir başkasıyla iletişim kurmaya dair sebeplerle kullanıldığı belirlenmiştir. Peki, sosyal medya üzerinden kurulan ilişki, neden çıkıp bir kafede oturup sohbet etmenin neredeyse yerini almıştır? Günümüz pandemi şartlarının getirdiklerini de katarak hepimizin aklına farklı cevaplar gelebilir. Fakat, gelin bu soruyu ergenlik dönemiyle ilgili en başta söylediğimiz kontrol etme çabasıyla ele alalım.
Sosyal ilişkilerimiz tatminlerle dolu olduğu kadar hayal kırıklıklarını da içerir. Cesaret gösterip evin koruyucu ortamından uzaklaşan ve keşiflere çıkan ergen, yürümeyi öğrenen bir çocuk gibidir. Yeni ilişkilerinde yaşadıkları hayat kırıklıkları çok daha üzücü olacak; edindikleri olumlu ilişkiler ise bir o kadar tatmin edici olacaktır. Acılardan kaçınmaya çalışan ergen için sosyal ilişkilerin getirdiği hayal kırıklıklarından kaçmak için sosyal medya rahatlatıcı bir seçenektir. Çünkü, sosyal medyada ilişkilendiğimiz kişi bizim izin verdiğimiz kadar hareket edebilmekte, izin verdiğimiz kadar bizimle ilişki kurabilmektedir. Karşıdakiyle gerçek bir ilişkiye girmeden bile onun hayatını gözlemleyebilir, merak ettiklerimizi öğrenebiliriz. Yani kontrol duygusu çok daha rahat hissedilebilmektedir.
Ne Yapmalı?
- Her durumda öncelikle ebeveyn olarak kendimizi ve durumu değerlendirmek çok önemli. “Çocuğumun sosyal medyada yoğun zaman geçirmesi beni neden rahatsız ediyor?” ya da “ Çocuğum gerçekten sosyal medyada olması gerekenden daha mı çok zaman geçiriyor?” bu soruların cevabını olabildiğince analitik bir şekilde düşünerek, belki güvendiğimiz bir başkasıyla tartışarak bulmalıyız. Çocuğunuz gerçekten sosyal medyada fazla mı zaman geçiriyor yoksa bu daha çok yeni keşifler için sizden uzaklaşan çocuğunuzun, uzaklaşmasına dair duyduğunuz sizinle ilgili bir kaygı mı?
- Daha küçük yaştaki çocuklarda internetin hangi saatlerde, nerede, hangi araçla ve ne kadar süre ile kullanılabileceğine ebeveynler karar verse de çocuğun yaşının büyümesi ve ergenlikle beraber bu durum mümkün olmamaktadır. Yaşın özelliklerine dikkat ederek sosyal medya ve internet kullanımına dair bahsedilen kullanım şartlarında ortak bir uzlaşmaya varılmalıdır. Ergene arzuladığı bireyselliği ve kontrolü hissettirmek için ergenin de fikirlerini ve ihtiyaçlarını ifade etmesi ile bu kurallar uzlaşarak koyulmalıdır.
- Her ne kadar bağımsızlık ergenlik döneminin bir parçası olsa da çocuğunuz, kuralları hatırlatması için bir ebeveynin varlığına ihtiyaç duyacaktır. Ortaklaşa koyulan kuralları net bir şekilde takip ederek ‘yeterince engelleyici ve yeterince hoşgörülü olmak’ gerekmektedir.
- En önemlisi yeni ‘gerçek’ keşifler, dostluklar, aşklar için çocuğunuzu cesaretlendirmek ve evde çocuğunuz için kapsayıcı bir ortam oluşturmak. Sosyal medya araçları, tüm avantajlarının yanı sıra sadece anlık zevki sağlar ve ergenin ihtiyacı olan ilişkisel değişimleri engelleyebilir. Ergenin, yeni edindiği dostluklardan hayal kırıklığı yaşadığı zaman yanında ona küsen, kızan değil; yol gösteren ebeveynini hissetmek yeni ilişkiler kurabilmesini ve acılarla baş edebilmesini sağlayacaktır.
Kaynakça
Çömlekçi, M. F., & Başol, O. (2019). Gençlerin Sosyal Medya Kullanım Amaçları ile Sosyal Medya Bağımlılığı İlişkisinin İncelenmesi. Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 17(4), 173-188.
Jeammet, P. (2012). Ergenlik (M. Işıl Ertüzün, Trans.). Bağlam Yayınları.
Muchnick, R., & Buirski, P. (2016). Social Media As Organizing But Not Transforming Self-Experience. International Journal of Psychoanalytic Self Psychology, 1(11), 142-151.
Şahin, A. (2019). Çatışmaların Alanı Olarak Ergenin Bedeni. Psikanaliz Defterleri, 1(2), 137-148.